Page 148 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 148
YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ
Dolayısıyla dil oyunlarının çoğulculuğunun tanınması, en azından
bu tanımanın ortak bir şey olduğunu gösterir. Dolayısıyla çoğulculuk-
ta, postmodern bir bağlılık içinde kararcılıktaki keyfi karar değil, ço-
ğul rasyonalitelerde karşılıklı etkileşimin şartları sorusu keşfedilir 334 .
2. Belirsizlikle Başa Çıkabilme
Kanunun belirsizliği, bir kararın mutlaka yanlış olduğu sonucunu
doğurmaz. Daha ziyade, Lyotard’ın yargı gücünden (Urteilkraft) kas-
tettiği şeyin ne olduğunu açıklığa kavuşturmak için belirsizlik ve karar
arasında yatan yargılama sürecini göz önünde bulundurmak gerekir.
a) Bir Arena Olarak Kanun
“Postmodern”, hukuk teorisi tartışmalarında yeni bir anahtar ke-
limedir. 335 Bu kavram çatısı altında, özellikle Fransa’daki felsefi ve
metin teorisine ilişkin son tartışmaların sonuçları hukuk bilimine
(Rechtswissenschaft) dahil edilmiştir. 336 “Postmodern” bir hukuk teo-
334 Postmodern aklın eleştirisi içinde özgürce tartışan bir kamusallık fikrini keş-
fetmek için ayrıca bkz. Wellmer, Zur Dialektik von Moderne und Postmoderne:
Vernunftkritik nach Adorno, in: Wellmer, Zur Dialektik von Moderne und
Postmoderne, 1985, s. 48 vd., 105, “hukuki çoğulculuk (legal pluralism)” teri-
mi hakkında bkz. Teubner, The two faces of Janus: Rethinking legal pluralism,
in: Tuori ve diğerleri (eds.), Law and Power, 1997, s. 119 vd., özellikle 129 vd.
335 Postmodernistlerin hukuk teorisine etkisi hakkında bkz. Patterson, Postmoder-
nism, in: Patterson (ed.), A Companion to Philosophy of Law and Legal The-
ory, 1996, s. 375 vd. ayrıca bkz. Patterson, Recht und Wahrheit, 1999, s. 173
vd.
336 Benzer bir gelişme karşısında Kelsen, 1957 yılında felsefi görüşlerin hukuk
teorisine soyut bir şekilde aktarılmasına karşı şu sözlerle uyarıda bulunmuştur:
“Tıpkı metropolde ortaya çıkan modanın önceden – ya da hala – taşrada ancak
yok olmak üzereyken taklit edilmesi gibi, felsefede çoktan modası geçmiş sayı-
lan varoluşçuluk da şimdi hukukta kendine bir yer edinmeye çalışıyor.” Bkz.
Kelsen, Existentialism in jurisprudence?, in: ARSP 1957, s. 160 vd., 160. Bu-
nunla birlikte, Kelsen’in kendisinin Yeni Kantçılığı, zamanının felsefi modası
olarak hukuka uyguladığı unutulmamalıdır, bkz. Kelsen, Reine Rechtslehre,
1960, s. 204 vd.; Kelsen, Allgemeine Theorie der Normen, 1979, s. 206 vd. ve
146