Page 143 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 143

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                            Bu (görüş), anlam ve anlamın kökeni olarak öznenin dile egemen
                        olduğu  görüşünün  bir  eleştirisi  olarak  anlaşılabilir.  Sübjektif  yorum
                        teorisinin  halihazırda  ortaya  koymuş  olduğu  gibi,  bu  tür  bir  eleştiri
                        kesinlikle haklı olacaktır. Bununla birlikte, kapsamlı bir kavram olan
                        adaletsizlik daha katı bir yorum biçimi önermektedir: Özneler yalnızca
                        yapılar tarafından oluşturulur. Kendileri yapı inşasına katkıda bulun-
                        mazlar. Bu durumda söylem, eylem öznesi olmayan bir süreç olarak
                        ortaya çıkar. Adaletsizlik, dilin yapısını oluşturan katkılarından mah-
                        rum bırakılan öznelere karşı değil, daha ziyade imkânları yetersiz in-
                        sanlarca engellenen dile yöneliktir.

                            Öte yandan, adaletsizlik kavramının önerdiği bu katı yorum biçi-
                        mi, Lyotard’ın öznelerin yeni deyimler icat etmesi gerektiği yönünde-
                        ki görüşüyle çelişmektedir. Lyotard, sadece dili, insani planlanabilir-
                        likten ve bunun etkisinden uzaklaştırmıştır. Şimdi ise onları adeta öz-
                        neye  teslim  etmektedir.  Dilbilimsel  sistem  ve  eylemcilik  (Aktio-
                        nismus) arasındaki bu bocalama, Lyotard’ın teorisindeki bir boşluğu
                        vurgulamaktadır: Dilin gerçek teorisi. Eğer kişi, dili insani planlanabi-
                        lirlikten çıkarmak istiyorsa, onu insan eyleminden önce gelen bir yapı
                        haline getirmek için diğer uca gitmek zorunda değildir. Dil, “üçüncü
                        tür  bir  fenomen”,  yani  en  azından  kısmen  benzer  amaçlara  hizmet
                        eden çok sayıda bireysel niyete dayanan eylemin “nedensel sonucu”
                        olarak bu uçlar arasında yer alır.” 321
                            Dilbilim  açısından  bakıldığında,  Lyotard  şöyle  derken  haklıdır:
                        “Kural  olarak,  her  önermeden  ‘sonra’  başka  bir  önerme  mümkün-
                        dür.” 322  Ancak Lyotard’ın her birleştirmeyi adaletsizlik olarak kavra-
                        ması, anlaşılır değildir. Bu birbirine bağlama olumsal bir olaydır, yani
                        onu  meşrulaştıracak  önceden  belirlenmiş  bir  zorunluluk  yoktur.  An-
                        cak, tıpkı bardağın bakan kişinin ruh haline göre yarısı dolu ya da ya-



                        321   Rudi Keller, Sprachwandel, 1994, s. 88.
                        322   Lyotard, „Nach“ Wittgenstein, in: Lyotard, Grabmal des Intellektuellen, 1985,
                            s. 72.

                                                                                        141
   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148