Page 139 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 139

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                        (Entscheidungsmoment)  yeni  ve  yabancı  bir  şeydir.  Karar,  normatif  olarak
                        bakıldığında, yoktan var olmuştur (geboren). Kararın hukuki gücü, gerekçe-
                        nin sonucundan farklı bir şeydir. Bu, bir normun yardımıyla değil, tam tersi
                        şekilde ortaya çıkar; yani neyin norm neyin normatif doğruluk olduğu ancak
                                                                               309
                        isnat noktasından (Zurechnungspunkt) yola çıkarak belirlenir.”
                            Liberal  hukuk devleti yaklaşımı, normatif ölçütün kararı belirle-
                        mesini gerektirir. Schmitt, bu ilişkiyi tersine çevirir: Normatif ölçütü,
                        yalnızca karar belirler. Dolayısıyla bu, bir hiyerarşinin salt tersine çev-
                        rilmesi, bir farklılığın iki tarafının daha kesin bir şekilde belirlenmesi
                        için her zaman gerekli ve verimli bir ara adımdır. 310  Başlangıç noktası,
                        aynı  kanun  metni  için  taraflarca  önerilen  yorum  biçimlerinin  uyum-
                        suzluğu olmuştur. Şayet Carl Schmitt’le beraber bu yorum biçimleri-
                        nin çatışmasına karar vermek için önceden var olan bir kural olmadı-
                        ğını varsayarsak, Lyotard’ın kullandığı anlamda çatışma (Widerstreit)
                        tanımını tam olarak yerine getirmiş oluruz: “Karşıtlık, her iki argüman
                        kümesine  de  uygulanabilir  bir  hüküm  kuralı  (Urteilsregel)  olmadığı
                        için uygun bir karar verilemeyen bir ihtilaf durumudur.” 311
                            Her şeyden önce, böyle bir çatışmanın var olup olamayacağı ya da
                        farklılığın  tanımının  ortak  bir  dil  gerektirip  gerektirmediği  meselesi
                        tartışmalıdır. Bu konuya dair Manfred Frank da tam olarak şu düşün-
                        cededir:

                            “Nasıl  ki  belirleme  (Identifikation)  önemsiz  değilse,  en  az  bir  açıdan
                        (örneğin belirlenecek nesnenin algılanma zaman aralığı) farklılık gerektiri-
                        yorsa,  tersine  karşıtlar  tüm  özellikleriyle  farklılık  arz  ediyorsa,  çelişki  de
                        belirlenemez). Dolayısıyla hiçbir ‘farklı olma (différend)’ durumu tam ola-
                        maz.  Ancak  ihtilafın  bütünlüğü  ve  tam  dolaysızlığı  ‘farklılığın’  tanımını




                        309   Schmitt, Politische Theologie, 1996, s. 37 vd.
                        310   Ayrıca bkz. Derrida, Positionen, in: Derrida, Positionen, 1986, s. 83 vd., s. 87
                            vd.
                        311   Lyotard, Der Widerstreit, 1987, s. 9.

                                                                                        137
   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144