Page 137 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 137

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                        ziyade  keyfidir.” 306   Bunu  dilbilgisi  açıklamalarından  ve  elbette  tam
                        olarak  amacı  dilsel  çoğulluğun  ortaya  çıkarılması  olan  toplumdilbi-
                        limden kaynaklı birçok örnek takip etmektedir. Bununla birlikte, her
                        şeyden  önce,  dilbilimsel  konuşma  analizi  tekniklerinin  geliştirilmesi
                        ve rafine edilmesiyle, bireysel konuşmacının ideolect’ine (bireysel dil)
                        bir  yakınlaşma  sağlar  ki  bu  da  bugün  Alman  nüfusu  kadar  yani  81
                        milyon Almanca vardır olarak şeklinde ifade edilmiş olan dilbilimsel
                        atasözlerinden birini de kanıtlar niteliktedir. Klaus Gloy dilbilimdeki
                        bu gelişmeyi şu şekilde özetlemektedir:

                            “Son  olarak,  dilbilimsel  pragmatik,  özellikle  de  söz  edim  teorisi  biçi-
                        minde, artık dilbilgisel biçimlere yalnızca dilbilgisel analizlere dayalı sabit
                        bir anlam değil, bir veya daha fazla bağlamsal anlam atfettiği ölçüde buraya
                        aittir. (...) Kısacası yeknesak bir dil fikrinin terk edilmesi, Lyotard’ın düşün-
                        celerini  temellendirirken,  pek  çok  yerde  zaten  propagandası  yapılmış  ve
                        icraata geçilmiştir. Bu açıdan bakıldığında, Lyotard dilsel olanın heterojenli-
                                          307
                        ğini keşfetmemiştir.”
                            Dolayısıyla, kendisiyle özdeş olan şeffaf ve homojen bir dil fik-
                        rinden gerçekten vazgeçmek gerekse bile, Lyotard’ın bundan çıkardığı
                        radikal sonuçların da haklı olup olmadığını ayrıca sormak gerekir.


                            b)  Çatışma ve Hukuki Uyuşmazlık
                            Dilin homojen olmayışı ve çeşitli dil oyunlarının eş-ölçülemezliği
                        bir olgu olarak dilbilim açısından da kabul edilebilir. Bununla birlikte,
                        Lyotard’ın bu olgudan çıkardığı sonuçlar ayrıca incelenmeyi gerekti-
                        rir.  Bu olgunun radikalliği, her şeyden önce, önermelerin birleştiril-
                        mesi (Verkettung) konusundaki ihtilafta her kararın zorlama şeklinde
                        ortaya çıkmasıdır. Rasyonel, meşru ve hatta üretken bir bağlantı baş-



                        306   Gloy, „Der Abgrund zwischen den Sätzen“ – Eine Kluft zur Sprachtheorie?, in:
                            Warmer/Gloy, Lyotard. Darstellung und Kritik seines Sprachbegriffs, 1995, s.
                            81 vd., 121.
                        307   A.g.e., s. 122.

                                                                                        135
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142