Page 144 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 144

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                        rısı  boş  olabilmesi  gibi,  bu  birbirine  bağlama  da  zora  dayalı  ya  da
                        üretken olabilir. Lyotard şöyle devam eder: “Genel olarak farklıysa ve
                        bazı birleştirmeler diğerlerinden daha makul ise bunun nedeni birleşim
                        kurallarının öğrenme yoluyla ve geleneğin otoritesi altında oluşturul-
                        muş  olmasıdır.” 323   Sorunumuz  birleştirme  (kombinasyon)  ve  dolayı-
                        sıyla  olumsallık  değil,  somut  bağlamlardaki  bireysel  bağlamalardır.
                        Dilbilimde, söz edimi dizilerinin analizinde genellikle yalnızca üret-
                        ken bağlantı unsuru görülür. Lyotard’ın zorlama anına yaptığı güçlü
                        vurgunun yararlı bir düzeltme olmasının nedeni budur. Ancak barda-
                        ğın yarısı dolu da dense yarısı boş da dense, tek taraflı bir bakış acısı
                        olur. Bakış açılarını değiştirme olanağına ihtiyacınız vardır. Bir cüm-
                        le, anlam sınırlılığı nedeniyle bizi endişelendirebilir; Lyotard bu tutu-
                        mu adaletsizlik kavramıyla vurgulamıştır. Ancak cümle aynı zamanda
                        bir anlam üretimi olarak da bizi memnun edebilir. Dilin olumsallığının
                        içerdiği bu olasılık küçümsenmemelidir.

                            d)  Adalet Nasıl Mümkün Kılınabilir?

                            Dilsel  olumsallık  belirlemesinden  yola  çıkarak  hukuki  söylemde
                        mevcut olan ve önermelerin kombinasyonunda söz konusu olan mü-
                        cadelenin nasıl değerlendirileceği sorusu gündeme gelir.  Mesele an-
                        lam ya da yeni kuralların üretilmesini sağlamak mı yoksa dilsel olası-
                        lıkların zorlamaya tabi kılınması mıdır?

                            Lyotard, söz edimlerini mücadele alanına dahil ettiğinde ve bunu
                        Herakleitos’tan  sonra  gerçekliğin  temel  unsuru  olarak  anladığında,
                        mücadele ve iş birliği arasındaki farkın yetersiz kaldığı bir tek taraflı-
                        lıkla karşılaşırız. Mücadele, iş birliğinin yanı sıra sosyal bir olgudur ve
                        her zaman kültürel olarak muhafaza edilmiştir. Mücadele, dünya için
                        temel ontolojik bir yapı değildir. Bu belirleme, keza Lyotard’ın müca-






                        323   A.g.e.

                        142
   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149