Page 348 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 348
7.4 Kıyas Yoluyla Sonuç 329
tarihte yürürlükte olan Ceza Kanunu’nun 22. kısmının 4. maddesi; karşılaştırma için:
şimdiki Ceza Kanunu’nun 10. kısmının 4. maddesi). Bununla birlikte, sanık, lafzi ola-
rak, paraya hiçbir zaman sahip olmamıştı.
Ceza Kanunu’ndaki suç tanımları genel olarak pozitif eylemlerle ilgilidir. Eylemde
bulunmama durumunda da kıyas yoluyla uygulanmaktadırlar. Ceza Kanunu’nun 3.
kısmının 1. maddesi uyarınca, “başka bir kimsenin hayatına son veren bir kişi” adam
öldürme suçundan mahkûm edilir. Bununla birlikte, bu hüküm, belirli ihmal durumları-
na kıyas yoluyla uygulanacaktır. Su altındaki bir dalgıca hava pompalamakla görevli bir
kimse, öldürmek kastıyla hava pompalamayı bırakırsa ve dalgıç boğulursa, adam öl-
dürmekten hüküm giymesi gerekir.
b) Vergilendirme hukukunda, “kanunsuz vergi olmaz” (nullum tributum sine lege)
ilkesi, verginin artmasına yol açması durumunda da kıyasın kısıtlama yoluyla uygu-
lanması gerektiği sonucuna varılmasını haklı kılmaktadır (karşılaştırma için: Welin-
der 1975, cilt 2, 242-3).
Öte yandan, özel hukukta kıyas yoluyla sonuca varma, mefhumu muhalif yöntemine
göre önceliğe sahiptir. Özel hukuk, bir bireyin nispeten özgür kararlar alabildiği bir
alanla bağlantılıdır. Bu alanda sadece “oyun”un kurallarını oluşturan özgürlüğün sınırla-
rının, hatta bu bile rasyonellikte bir miktar azalmaya neden olsa da yüksek düzeyde
değişmez olması gerekmektedir. Diğer türdeki hukuk kuralları, her şeyden önce, yüksek
düzeyde tutarlı bir şekilde gerekçelendirilebilir olmalıdırlar.
A9 Bir kanun hükmü, lafzi içeriğinin kapsamına girmeyen durumlara, bir başka
hükmün bu durumların bu lafzi içeriğin kapsamına giren durumlarla ilişkili şe-
kilde benzer olduğunu belirtmesi hâlinde kıyas yoluyla uygulanmalıdır (karşı-
laştırma için: Hult 1952, 51).
Bir varis, Miras Hakkı Kanunu’nun 17. kısmının 2. maddesine göre, ilke olarak yasal
miras payına ilişkin hakkından geçerli bir şekilde feragat edemez. Hüküm, evlat edini-
len çocuklar hakkında da kıyas yoluyla uygulanmaktadır çünkü kanun, bu çocukları
çeşitli açılardan alt soylarla eşit tutmuştur.
A10 Mefhumu muhalif yalnızca istisnai davalarda, emsal kararlara dayalı kurallar
yorumlanırken kullanılabilir.
Bu muhakeme normu, kanunun anlamlandırılması ile dolaylı olarak ilgilidir çünkü kanunun an-
lamlandırılması, kendisi emsal kararlara dayalı olan bir kural tarafından desteklenebilmektedir.
Muhakeme normu A10, emsal kararların içeriğine dayanan kurallara uygulanabilir ancak yasal
yorumlamanın, emsal davayı karara bağlayan mahkeme tarafından açıkça belirtilen genel bir
kurala dayalı olarak mefhumu muhaliften destek aldığı nispeten nadir olan davaları etkilemez.
A10 aşağıdaki nedenlerle desteklenmektedir. Emsal karara dayalı bir kural, yasal bir ku-
raldan farklı bir karaktere sahiptir. Yasal kural, yalnızca kapsadığı alanı değil, aynı za-
manda kapsamadığı dış alanı da ilk bakışta belirleyen genel terimler içerir. Öte yandan
emsal karar, desteklediği kuralın uygulama alanı için herhangi bir sınırlama getirmez. Bir
kararın emsal karar olarak kullanılmasındaki amaç, genel kuralın kesin kapsamını belirle-
mek değil, kıyaslanabilir davalar için bir model temin etmek ve böylece genel bir hukuk
kuralının oluşturulmasını kolaylaştırmaktır. Buna rağmen emsal kararları takip etme uygu-
laması, sadece hukuk sisteminin tutarlılığına değil (çünkü genellik bir tutarlılık ölçüsüdür),
aynı zamanda hukukun değişmezliğine de katkıda bulunur. Bir emsal karara dayanan bir
kuralın uygulama alanı belirsiz olsa da yorumlayıcıya, yalnızca salt ahlaki bir muhakeme