Page 199 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 199

Unutulmuş Pragmatik Bağlar:
                                        Mahkeme Kararlarının Dilsel, Sosyal ve Argümantatif Koşulları

                                                         63
                        anlamda  kullanılmış  da  olabilir.”   Ancak  bir  kelimenin  kullanımı
                        tümüyle anlaşılır ise, o zaman bu kullanımda dilsel alanın dışına çı-
                        kılmaz.

                            Dolayısıyla bir ifade, kafa karışıklığına veya daha ciddi itirazlara yol aç-
                        sa dahi, yalnızca bu sebepten ötürü dile aykırı sayılmaz. Bu aykırılık için,
                        içerdiği kelimelerin tamamen eksik veya hatalı kullanımı ile ifadenin anla-
                        şılma  ihtimalinin  tamamen  ortadan  kalkması  gerekirdi.  Bu  kelimeler,  sırf
                        olağan ve doğru anlamlarına aykırı kullanım sebebiyle her türlü anlamdan
                                        64
                        yoksun  kalırlardı.   Bununla  birlikte  bir  ifade  hala  anlaşılabildiği  sürece,
                        hiçbir şekilde anlamını yitirmiş değildir ve bu nedenle dilsel alandan dışlan-
                        ması haklı çıkarılamaz. Çünkü “dil kavramı, (...) her şeyden önce anlaşma
                                                65
                        kavramından  kaynaklıdır.”   Böylece  sadece  anlaşılır  olan  ve  dolayısıyla
                        anlamlı olan şey, aynı zamanda dil olursa, buna karşılık aynı şekilde, her-
                        hangi bir şekilde anlaşılabilen her şey de dil olarak sayılmalı ve ona anlam
                        yüklenmeli  ve  (anlam)  atfedilmelidir.  Yalnızca  anlayış  tamamen  imkânsız
                        hale geldiğinde, bu bütün anlam ve dille birlikte sona ermiş olur.
                            Ancak anlaşılır olanın sınırları neredeyse öngörülemeyecek kadar
                               66
                        geniştir.  Bu sebeple Ludwig Wittgenstein, “Deneyin: Burası ‘soğuk’
                        deyin ve ‘burası sıcak’ ifadesini kastedin” şeklindeki talebine, bu tale-
                        bin  en  başından  beri  başarısızlığa  mahkûm  olacağı  tespitiyle  bağlı
                        kalmaz. Wittgenstein daha ziyade şunu sorar: “Sen yapabilir misin?”.


                        63    Glüer, a.g.e., s. 37. Böyle bir görüşün temsilcisi olarak Dummett, The Logical
                            Basis of Metaphysics, 1991, özellikle s. 85 vd. Ayrıca tartışmaya ilişkin olarak
                            Dummett, Eine hübsche Unordnung von Epitaphen. Bemerkungen zu Davidson,
                            in: Picardi/Schulte (eds.), Die Wahrheit der Interpretation. Beiträge zur Philo-
                            sophie Davidsons, 1990, s. 248 vd.
                        64    Glüer, a.g.e., s. 37.
                        65    Ayrıca bkz. Wittgenstein, Philosophische Grammatik, 1984, § 140.
                        66    Bu durum “malapropizm” olarak adlandırılan kavramda kendini gösterir. Bkz.
                            Davidson, Eine hübsche Unordnung von Epitaphen, in: Picardi/Schulte (eds.),
                            Die Wahrheit der Interpretation. Beiträge zur Philosophie Davidsons, 1990, s.
                            203 vd. Bu konuda ayrıca bkz. Glüer, Sprache und Regeln. Zur Normativität
                            von Bedeutung, 1999, s. 79 vd.

                                                                                        197
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204