Page 322 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 322
HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ
Bu durum ve karar alma ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda,
söylemsel olarak mümkün olanın alanını mümkün olan en rasyonel şe-
kilde sınırlayan usuller üzerinde uzlaşmak ussaldır. Yani, pratik bir söy-
lemde gerekçelendirilebilirdir. Bu türden usullere örnek, çoğunluk ve
temsil ilkelerine dayanan parlamenter yasa yapımı kuralları ve çeşitli
usul kurallarıdır.
Yasama sürecinde oluşturulan hukuk normları tüm sorunları çöze-
mezler. Bu normların hukuki karar vermeyi asla tam olarak düzenleme-
diği birçok kez açıkça ortaya konmuştur. Bu konuda dört neden göste-
rilmiştir: (1) hukuk dilinin muğlak olması, (2) normların çatışması ola-
sılığı, (3) yasal bir düzenleme gerektiren, ancak buna ilişkin halihazırda
geçerli olan bir normun söz konusu olmadığı durumların mümkün ol-
ması ve (4) özel durumlarda bir normun lafzına aykırı karar verme ola-
212
sılığı. Kesinlikten yoksun olan bu alan, yalnızca genel pratik argü-
manlarla doldurulmak istenseydi, genel pratik söylemin zayıflıkları hu-
kuki karar alma süreçleri üzerinde kayda değer bir etkiye sahip olmaya
devam ederdi. Dolayısıyla, hukuki argümantasyonun özel kalıplarının
ve kurallarının ortaya konması, onların hukuk biliminde kurumsallaştı-
rılması ve emsal kararlar bağlamına yerleştirilmesi mantıklıdır. Böy-
lece, hukuk normlarının bıraktığı kesin olmayan alan, söylemsel olarak
mümkün olanlarla daha da sınırlandırılabilir.
Bunu yaparken, genel pratik argümantasyon hukuki argümantasyo-
nundan ayrı tutulmamaktadır. Defalarca gösterildiği gibi, hukuki argü-
mantasyon bütünüyle genel pratik argümanlara bağlıdır. Genel pratik
söylemin niteliğinden kaynaklanan kesinlikten yoksun olma durumu
hiçbir zaman tamamen ortadan kaldırılamaz. Fakat, hukuki argüman-
tasyonun bir öğesi olarak genel pratik argümantasyon, özellikle hukuki
söylemin hukuk bilimi olarak kurumsallaşması sayesinde, etkinliğini
önemli ölçüde artıran koşullar altında yapılabilir.
212 Bkz. yukarıda S. 19 vd.
320