Page 354 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 354
7.5 Kanunların Amaçsal Yorumu 335
nundan okunabildiği ölçüde) dayanmalıdırlar. İkincil olarak, farklı menfaatlere ilişkin
olarak kendi analizlerine dayanmalıdırlar. Kanunun amacını dikkate almak yeterli de-
ğildir. Kanunun amacının, belirli menfaatlerin korunması olduğu doğrudur. Bununla
birlikte, hukuki koruma savaşını “kazanan” bu menfaatler, bu savaşı kaybeden ancak
yine de kanunun oluşumunda etkili olmuş olabilecek diğer menfaatlerle çatışmış olur ve
böylece, “kazanan” menfaatlerin ne düzeyde hukuki koruma elde ettiği sorusu ortaya
çıkar. Dolayısıyla yorumlayıcının, toplumdaki farklı menfaatler arasında meydana gelen
mücadeleleri dikkate alması gerekir. Hâkim yalnızca farklı menfaatlerin bilimsel anali-
zinin kesin bir yoruma varmak için yeterli olmadığı durumlarda sezgisine güvenebilir.
Konuyla ilgili bir kuram, ABD’de Roscoe Pound tarafından geliştirilmiştir. Hukuk
düzeninin işlerliği belirli bireysel, kamusal ve toplumsal menfaatlerin kabul edilmesini,
bu menfaatlerin hukuk tarafından tanınacağı ve korunacağı sınırların belirlenmesini ve
tanınan menfaatlerin bu şekilde belirlenen sınırlar dâhilinde korunmasını içeren toplum
mühendisliğinden oluşur. Pound, bu bağlamda özel hukukta kullanılması gereken bir
dizi yorumlama kuralı geliştirmiştir.
Mülkiyete ilişkin kuralların ve ticaret hukuku kurallarının çoğunluğunun, hukukun
kaynaklarına dayalı kesin argümanlar kullanılarak yorumlanması gerekir çünkü böyle
bir yorumlama, önemli bir toplumsal menfaat olan hukukun üstünlüğünü koruyacaktır.
Öte yandan, tazminat kurallarının yorumlayıcının çatışan menfaatler hakkındaki değer-
lendirmesine göre serbestçe yorumlanması gerekir.
7.5.4 Ekelöf’e Göre Kanunların Amaçsal Yorumu. İlk Düşünceler
İsveç’te kanunların amaçsal yorumu, her şeyden önce Per Olof Ekelöf adıyla ilişkilendi-
rilmektedir. Görüşlerinin bir özeti şu şekildedir: Olağan davalarda, hâkimlerin ve hu-
kukçuların, kanunun olağan dilsel kullanımına göre sahip olduğu belirsiz anlamı takip
etmeleri gereklidir. “Özel” (belirsiz, tipik olmayan, zor) davalarda, yorumlayıcının
kanunun dilsel analizini yapmaması ve kendisini hazırlık belgelerinin bağlayıcılığı
altında hissetmemesi gereklidir.
Aynı zamanda, Ekelöf, emsal kararları hazırlık belgeleri kadar önemli görmektedir (karşılaştır-
ma için: ör. 1958, 87 ve 93 ve devamı). Ekelöf için emsal kararlar, kanunla birlikte hukukun
kaynaklarıdır, hazırlık belgeleri ise değildir. Ancak İsveç hukuku söz konusu olduğunda, bu ön-
celik sırasını gerekçelendirmenin nasıl mümkün olacağı benim için tamamen net değildir.
Bunun yerine, söz konusu yasalaştırmanın amacına bakmak gerekir. Kanunun bu amacı,
olağan davalardaki etkilerine (“genel sonucu”, “gerçek işlevi” veya “pratik işlevi”)
atıfta bulunularak belirlenmelidir (karşılaştırma için: Ekelöf 1958, 84 ve devamı ile 105
ve devamı; 1951, 23 ve 28-9). Dolayısıyla Ekelöf, aşağıdaki zinciri önermektedir.
1. Olağan davalarda kanunların anlamlandırılması, dilsel olarak doğal yorumlama yo-
luyla gerçekleşir.
2. Kanunun bu şekilde anlamlandırılması, olağan davaların sonucunu etkiler.
3. Bu davaların sonucu, toplumda belirli etkilere yol açar.
4. Kanunun olağan davalardaki anlamlandırmasının gerçek etkilerinden bazıları, kanu-
nun amacını, diğer ifadesiyle kanunun sahip olması gereken etkileri oluşturur.