Page 324 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 324
6.9 Kanun Tasarıları ve Eskiden Yürürlükte Olan Hukuk 305
2. Bir kanun tasarısı, bu tasarıyı hazırlayan kişilerin yüksek bir itibara sahip olmaları
vb. durumlar temelinde de bir miktar otoriteye sahip olabilir.
3. Yürürlükteki hukuk hâline gelmesi beklenen herhangi bir kanun tasarısı, bu beklen-
tiden doğan her an söz konusu olması beklenen bir otoriteye sahiptir.
4. Bir kanun tasarısı daha net veya daha ayrıntılı olursa hukukun değişmezliğini artıra-
rak takip edilecek net kuralların önceden bilinmesine imkân tanır.
5. Benzer olan benzer şekilde muamele görmelidir. Benzer davalara bir kanun değişik-
liğinden hemen önce ve hemen sonra meydana geldikleri için farklı muamele etmek
adaletsiz olabilir.
Burada, bu tür bir benzer muamele görme gereksiniminin uygulamada herhangi bir
değişiklik yapılmasına engel teşkil ettiği yönünde bir itirazla karşılaşabilir. Ancak vur-
gulanmak istenen husus, uygulamada yavaş bir şekilde ve parça parça gerçekleştirilen
bir değişikliğin, hızlı bir şekilde dünden bugüne gerçekleştirilen bir yasama değişikli-
ğinden daha az adaletsiz olacağıdır. Ama tabi ki bu husus diğerleriyle tartılarak ve den-
gelenerek, kanun değişikliğinden önce ve sonra ortaya çıkan davalara farklı muamele
edilmesini destekleyen gerekçeler belirlenmelidir.
Yürürlükten kaldırılmış bir kanun dahi, hukuki muhakeme üzerinde, örneğin güncel
eş değer versiyonunun yorumlanması üzerinde etkili olabilir. İstisnai durumlarda, ya-
bancı ve yürürlükten kaldırılmış bir kanun dahi bu tür bir etkiye sahiptir. Bunun en iyi
örneği 6. yüzyılda İmparator Justinianus tarafından gerçekleştirilen ve Roma imparator-
luğunun dağılmasından çok sonra dahi Avrupa’yı dolaylı olarak önemli ölçüde etkile-
yen, geç Roma dönemimdeki kanunlaştırma faaliyetlerinde görülebilir; karşılaştırma
için: yukarıdaki bölüm 6.8.
Aşağıdaki örnek, yürürlükten kaldırılmış bir yerel kanunun kullanımını açıklamakta-
dır. Eski Yargılama Usul Kanunu’nun 10. kısmının 26. maddesinde, adli ve idari işlem-
ler arasında ayrım yapmaya yönelik bir ilke belirtilmiştir: İdari makamlar, buradan
hareketle devlet ekonomisi, kamu daireleri vb. ile ilgili davalarda münhasır yetkiye
sahiptiler. İlke, bu tür davalarda genel mahkemeye itiraz edilmesinin mümkün olmadı-
ğını ancak bazı davalarda idare mahkemesine itiraz edilebileceğine işaret etmekteydi.
Bu hüküm de dâhil olmak üzere eski Yargılama Usul Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır
ancak yayımlanan yeni kanunun 5. maddesine yönelik hazırlık belgelerinde, ilkenin
muhafaza edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, yürürlükten kaldırılan Yargılama
Usul Kanunu’nun yürürlükten kaldırılan 10. kısmının 26. maddesindeki hüküm, örneğin
kanunların anlamlandırılmasına ilişkin sonuçları destekleyen geçerli bir neden olarak
görülmüştür (karşılaştırma için: Westerberg 1973, 156 ve devamı).
Bir başka örnek olarak, alıcının mal üzerindeki hakkını başka bir yükümlülüğünü yerine getir-
mesine bağlı kılan bir ihtirazi şartın geçersiz olduğunu belirten, yürürlükten kaldırılmış hükmün
kullanılmaya devam edilmesinden bahsedilebilir; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 6.6.7.
Yürürlükten kaldırılan kanunların bu şekilde kullanılması, genellikle hukukun diğer kaynakları-
nın (yukarıdaki örnekte hazırlık belgelerinin) otoritesine dayanmaktadır.
Yürürlükten kaldırılan kanunların kullanılmasının gerekçesi, kısmen kanun tasarılarının
kullanılmasının gerekçesiyle benzerlik göstermektedir. Bunları destekleyen somut da-
yanaklar dikkate alınabilir. Bir kanun tasarısı daha net veya daha ayrıntılı olursa huku-
kun değişmezliğini artırır. Dolayısıyla yeni kural net değilse, eski kural takip edilir.