Page 167 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 167

Semantik Anlayışın Başarısızlığından Pragmatik Soruna Doğru

                        kararcılık ise kararda sadece yargı yetkisini görerek ve kanuna önemli
                        bir rol atfetmeyerek sözde tamamen realitenin yanında yer alır.

                            Görünüşte  karşıt  olan  bu  klasik  teorilerin  birleştiği  nokta  (Kon-
                        vergenzpunkt),  yargısal  eylemin  bağışık  hale  getirilmesidir:  Poziti-
                        vizmde,  kararın  yükü  yalnızca  kanun  koyucuya  yüklenir  ve  hâkim
                        yalnızca kavramakla yükümlüdür; kararcılıkta ise hâkime doğası ge-
                        reği karar verilemez olan hakkında karar verme yetkisi açıkça verilir.
                        Ancak  bunun  aksine,  gerçek  kararlardaki  gerekçelerin  karmaşıklığı
                        göz önünde bulundurulursa, söz konusu klasik görüşlerin her birinin
                        hukuki eylemin yalnızca belirli ve sınırlı bileşenlerini algılayabileceği
                        ve bunları teorilerinde kabul edebileceği ortaya çıkar. Böylelikle pozi-
                        tivizm hiçbir dil oyununda yeterince pozitivist değildir. Hâkimin ken-
                        dini haklı çıkarma noktasında teoride bir alan inşa etmek adına, kanu-
                        nun “içeriği” konusunda hâkimin tanımlama yetkinliğine (Definitions-
                        kompetenz)  işaret  eden  tüm  bu  koşullar,  teori  aynasında  sistematik
                        olarak 400  göz ardı edilmelidir. Aynı şekilde kararcılık da yargının mut-
                        lak gücünün idealize edilmiş imajını feda eder: Sadece hâkimin kendi
                        kararına izin verir ve kanun koyucunun kararı ile hukuki dil oyununun
                        kısıtlamalarını ve dolayısıyla modern bir hukuk devleti koşulları altın-
                        da  hukuk  olabilecek  her  şeyi  görmezden  gelir.  Böylece  kararcılık,
                        Wittgenstein’ın  genel  olarak  “boşluk”  ile  birlikte  “felsefe  yaparken
                        çok  kolay  içine  düştüğümüz”  “dogmatizmin”  işareti  olarak  gördüğü
                        “adaletsizliğe” dikkat çeker. 401
                            Hukuk felsefesindeki bu dogmatizmi, hukuk pratiğine tarafsız bir
                        bakışla  aşmak  için,  hukukun  gündelik  pratiğini  bir  mücadele  olarak
                        bize  bir  kez  daha  hatırlatan  Jhering’den  daha  iyi  bir  tanık  yok  gibi
                        görünmektedir.  Jhering’in  kendisi  de  başlangıçta  kavramlar  içtihadı-



                        400   Ayna metaforunun, tanınan şeyin sistematik olarak yanlış tanınması anlamın-
                            daki  ikinci  bir  mantığı  için  bkz.:  Lacan,  Das  Spiegelstadium  als  Bildner  der
                            Ichfunktion, in: Lacan, Schriften Band I, 1996, s. 61 vd.
                        401   Wittgenstein, Philosophische Untersuchungen, 1984, § 131.

                                                                                        165
   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172