Page 362 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 362
7.6 Hukuki Normlar Arasındaki Çatışmaların Çözüme Kavuşturulması 343
İki kural, aynı anda - mantıksal ve ampirik olarak - bunlara riayet edilebilmesine
(veya uygulanabilmesine) rağmen, aynı anda riayet edilmesi (veya uygulanması) hukuki
veya ahlaki açıdan sakıncalı etkilere yol açmakla birlikte, her bir norm tek başına bu tür
olumsuz sonuçlara yol açmıyorsa değerlendirme bakımından uyumsuzdur. Örneğin A
kişisine her gün sabah 8’den akşam 4’e kadar çalışma zorunluluğu getiren bir kural ve
akşam 4’ten gece 11’e kadar çalışma zorunluluğu getiren bir diğer kural olmak üzere iki
kural olduğunu varsayalım. A günde 15 saat çalışabilir ama iş kanunu buna izin vermez.
Norveç’teki bir dava (Rt 1953 s. 1469) buna iyi bir örnek oluşturmaktadır. Denizde bir foku tü-
fekle vurarak avlayan bir balıkçı hakkında, Av Kanunu uyarınca gerekli ücreti ödemediği için
soruşturma açılmıştır. Ancak bu balıkçı, Fok Balıkçılığı Yasası uyarınca başka bir ücret ödemiş-
ti. Bu iki kanun arasında mantıksal bir uyumsuzluk olmadığı açıktır. Mantıken konuşursak, ba-
lıkçı bir ücreti iki kez ödeyebilir. Bunu fiziksel ve ekonomik açıdan yapması da muhtemelen
mümkündür. Bununla birlikte, balıkçıdan çifte ücret talep etmek ahlaki açıdan sakıncalı olacak-
tır. Karşılaştırma için: Eckhoff 1987, 276.
İlkelerin çatışması (karşılaştırma için: Alexy 1985, 78 ve devamı) birçok zorlu sorunla
bağlantılıdır.
1. Kuralların tam mantıksal uyuşmazlığı, durumun özellikleri dikkate alınmaksızın
analitik ve soyut olarak tespit edilebilir. Bir kural, bir başka kuralın izin verdiği veya
emrettiği şeyin aynısına tamamen yasak getirmektedir. (Tam ve kısmi uyuşmazlık
arasındaki ayrıma ilişkin karşılaştırma için: Ross 1958, 128 ve devamı). Öte yandan
ilkelerin çatışması yalnızca belirli durumlarda ortaya çıkar. Örneğin özgürlüğün artı-
rılması, her durumda olmasa da bazı durumlarda eşitliğin azalmasına yol açar.
Yine de Aarnio’nun yaklaşımı takip edildiğinde, bu farkı önemsememek gerekir.
Kuralların kısmi uyumsuzluğu belirli koşullara da bağlıdır. Örneğin bir kuralın dükkan-
ların cumartesi günleri açık olmasını şart koştuğunu ve başka bir kuralın dinî bayram-
larda kapalı olmasını şart koştuğunu varsayalım. Bayram cumartesi gününe denk geldi-
ğinde bir uyumsuzluk ortaya çıkar. Ancak herhangi bir bayramın cumartesi gününe
denk gelip gelmediği sorusu, yalnızca kuralların soyut bir analiziyle yanıtlanamaz. Tıp-
kı sorunun ilkelerin uyumsuzluğuyla ilgili olduğu durumlardaki gibi belirli bir durumun
koşullarını bilmek gerekir.
2. Bir ilkenin takip edilmesi, nadiren diğer bir ilkenin takip edilmesini tamamen dışlar.
Bunun yerine, tartma ve dengelemeden bahsedilebilir: Bir ilkenin takip edilme düze-
yinin artması, diğer ilkenin takip edilme düzeyinin azalmasıyla sonuçlanacaktır. Ör-
neğin bir ilkenin adaleti, bir başka ilkenin ise ekonomik verimliliği gerektirdiğini
varsayalım. Bazı durumlarda adaletin artırılması, verimliliğin azalmasına neden olur.
Bunun tam tersi de geçerlidir.
Yine de tartma ve dengelemenin kurallar çatıştığında değil, sadece ilkeler çatıştığında
ortaya çıktığı düşünülmemelidir. İlk bakışta kurallar arasında bir çatışmanın tespit edildiği
her durumda, bu kurallar yeniden yorumlanarak (ve böylece uzlaştırılarak, uyumlu hâle
getirilerek) veya bu kurallar arasında bir öncelik sırası düzenlenerek bu çatışmanın orta-
dan kaldırılması gerekir; karşılaştırma için: aşağıdaki bölüm 7.6.2. Uzlaştırıcı bir yorum-
lama gerçekleştirmenin doğal yolu, çeşitli hususların tartılması ve dengelenmesidir.
3. Yine de görülen davada, çatışan ilk bakışa dayalı kurallardan biri takip edilirken,
çoğu zaman (ancak her zaman değil, yukarıya bakınız) diğer kural takip edilmez. İl-
kelerden birinin dikkate alındığı durumlarda ise nadiren böyle bir sonuç ortaya çıkar.