Page 181 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 181

162                                4. Ahlaki ve Hukuki Muhakemenin Nihai Gerekçesi

                         hem “Tazminat Sorumluluğu Kanunu iyi bir kanundur” hem de “Tazminat Sorumluluğu
                         Kanunu  iyi  bir  kanun  değildir”  dememelidir.  Böyle  bir  durumda,  uyumsuz  kuramsal
                         önermeler  ifade  etmiş  olacaktır  ki,  böyle  bir  şeyin  yapılmaması  gerektiği  sonucunu
                         hâlihazırda savundum.
                            Kişinin aynı anda hem “Tazminat Sorumluluğu Kanunu iyi bir kanundur” hem de
                         “Tazminat Sorumluluğu Kanunu iyi bir kanun değildir” dediği ve “bir açıdan iyi, başka
                         bir açıdan iyi değil” demek istediği durum ise (örneğin “Tazminat Sorumluluğu Kanu-
                         nu, T türündeki bir zarara uğrayan kişilerin güvencesini artırdığı için iyi bir kanundur”
                         ve “Tazminat Sorumluluğu Kanunu, T türündeki bir zararı önlemediği için iyi bir kanun
                         değildir”)  daha  karmaşıktır.  Yukarıdaki  bölüm  2.3.3’te  belirtildiği  üzere,  sorun,  ilk
                         bakışta  pratik  ifadelerle  ilgili  olarak  değil,  yalnızca  her  yönüyle  düşünülmüş  pratik
                         ifadelerle ilgili olarak gerçektir. Dolayısıyla mantıksal olarak uyumsuz eylemler, aynı
                         zamanda ilk bakışta iyi olabilir. Kişinin aynı zamanda, mantıksal olarak uyumsuz ey-
                         lemleri gerçekleştirmek üzere ilk bakışa dayalı bir yükümlülüğü de olabilir. Bu nedenle,
                         “normal” mantık, ahlaki ilk bakışa dayalı ifadelere uygulanamaz. Örneğin A’nın B’yi
                         öldürdüğünü varsayalım. İlk bakışa dayalı nedenlerden biri (örneğin A’nın eyleminin
                         koşulları),  A’nın  müebbet  hapis  cezası  almasını  haklı  çıkarabilirken,  bir  başka  neden
                         (örneğin A’nın psikolojik durumu), daha hafif bir ceza verilmesini destekleyebilir.
                            Bu durumda, aşağıdaki savunma ileri sürülebilir. Belirli bir kişinin (A), içtenlikle “x
                         her yönüyle düşünüldüğünde iyidir ve x her yönüyle düşünüldüğünde iyi değildir” de-
                         diğini varsayalım. Yahut içtenlikle “B’nin her yönüyle düşünüldüğünde H’yi yapması
                         zorunludur ve B’nin her yönüyle düşünüldüğünde H’yi yapması zorunlu değildir” dedi-
                         ğini  varsayalım.  Biçimsel  mantık,  “değil”,  “eğer...o  zaman”  veya  “ve”  gibi  önerme
                         bağlaçlarının anlamını ifade eder. Bu tür bağlaçlar sadece kuramsal olarak değil, aynı
                         zamanda pratik bağlamda da geçerlidir. “Değil”, “eğer...o zaman” veya “ve” vb. söz-
                         cükleri,  hem  her  yönüyle  düşünülmüş  bir  değer  ifadesi  hem  de  onun  olumsuzlaması
                         kabul edildiğinde veya her yönüyle düşünülmüş bir değer ifadesi kabul edilmekle birlik-
                         te  bunun  mantıksal  sonuçları  kabul  edilmediğinde,  kavramsal  bir  anormalliği  ortaya
                         çıkaracak bir anlama sahiptirler (karşılaştırma için: ör. Weinberger ve Weinberger 1979,
                         96  ve  devamı).  Kısacası,  biçimsel  mantık,  her  yönüyle  düşünülmüş  pratik  ifadelere
                         uygulanabilir. Sonuç olarak, kişi, kavramsal bir anormallik yaratmak istemiyorsa, man-
                         tıksal/dilsel  rasyonelliğin  gereksinimlerini  ihlal  eden  değer  ifadelerini  içtenlikle  dile
                         getirmemelidir.
                            Peki şeklî mantık her yönüyle düşünülmüş pratik ifadelere uygulanabilir mi? Belki
                         de “iyi” ve “zorunlu” sözcükleri, “değil”, “veya” vb. mantıksal sözcüklerin, kuramsal
                         bağlamda olduğu anlam gibi bunlarla bağlantılı olarak başka bir anlama da gelebilir. Bu
                         görüş, garip olmakla birlikte, biraz tartışılmayı hak etmektedir. Buradan hareketle, “zo-
                         runlu” ve “iyi”nin anlamı ile mantıksal bağlaçlar arasındaki ilişki hakkında bir şeyler
                         söylemek istiyorum.
                            Yukarıda belirtildiği üzere (karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 2.2.1), norm belir-
                         leyen  ifadeler,  insan  eylemlerini,  olayları  vs.  emredilen,  izin  verilen,  yasaklanan  vb.
                         şeklinde  nitelendirir.  Daha  karmaşık  normatif  nitelendirme  türlerini  burada  göz  ardı
                         ediyorum. Dolayısıyla “A, arabasını buraya park etmemelidir” ifadesi, A’nın “arabayı
                         buraya  park  etme”  eylemini  yasak  olarak  nitelendirir.  Normatif  nitelendirme,  deyim
   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185   186