Page 158 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 158
7.3 Amerikan Hukuki Realizmi Mirası 143
realist gelenek, bilimsel kavramların işlevsel rolüne vurgu yaparak, analizi araçsalcı
geleneğe doğru yönlendirmiştir.
Etik realizm, mahkeme kararlarında ve diğer yetkililer tarafından verilen kararlarda
kurumsal destek alabilen toplumdaki bu değerlere atıfta bulunmak dışında, belki de bu
bağlamda atlanabilir. Böyle bir durumda hukukun kurumsal öncüllerinde yeterli zemin
kazanmış toplumsal değer türleri ile uğraşıyoruz.
7.3 Amerikan Hukuki Realizmi Mirası
7.3 Amerikan Hukuki Realizmi Mirası
Amerikalı realistlerin en uzlaşmazı olan Jerome Frank (1889-1957), hâkimin hukuki tak-
dir yetkisini açıklarken psikoloji ve psikanalizin kullanımı konusunda bilgi sahibi olmuş
ve bunlardan ilham almıştır. O, tekil bir yargı kararı öncesinde hukuk kurallarının varlığını
reddeden bir kural şüphecisiydi. Bir hukuk bilim insanının gelecekteki yargı kararlarının
sonucunu tahmin etmede erişebileceği tek şey, hâkimlerin kendilerine sunulan gerçeklere,
ilgili hâkimin zihninde yer alan bireysel güdüler, ideolojik tercihler ve dokundurmalar ve
psikolojik inkârlar ile belirli bir şekilde tepki verdikleri bir dizi önceki yargı kararı olabi-
lirdi. Frank’in psikolojik ve psikanalitik içgörüsüne göre, hukukçuların mutlak hukuki
kesinlik arayışları ve hâkimin yanılmazlığına olan inançları kaçınılmaz olarak entelektüel
15
olgunlaşmamışlığı ve baba otoritesine duyulan çocuksu bir özlemi gösteriyordu.
Bununla birlikte, realistler arasında Frank’in açıkça kabul ettiği yargı kararından ön-
ce yasal kuralların varlığına ilişkin kural şüpheciliğinden ve hatta nihilizmden çok daha
yaygın olanı, hukukun doğası gereği muğlak ve eksik niteliğini vurgulama eğilimiydi.
Realistlerin, “mekanik hukuk bilgisi”ne yönelik şiddetli eleştirisi, Christopher Colum-
bus Langdell’in (1826-1906) ve Joseph Beale’in (1861-1943) hukuk bilimi ve eğitimin-
de on dokuzuncu yüzyılın ikinci bölümünde ağırlık kazanmış ve etkisini yirminci yüzyı-
la da taşımış olan son derece biçimci vaka (çalışması) tekniğine ilişkindi.
Sosyolojik hukukbilimin ve hukuki realist hareketin entelektüel mirası, sonraki hu-
kukbilim üzerinde, en azından aşağıdaki ilkeler bakımından iz bırakmıştır.
İlk olarak, Holmes’un, hukuki analizin geleceğinin “istatistik adamı ve ekonomi us-
tası” için tahsis edildiği anlamına gelen hukuk biliminin geleceğine dair kehanet benzeri
16
öngörüsü, yirminci yüzyılda metodolojik olarak sosyal bilimlere dayanan hukukun
ekonomik analizinin ve benzeri ampirik hukuk araştırmaları serisinin atılımında gerçek-
15 Frank, Law and the Modern Mind (Hukuk ve Modern Zihin), s. 259-269 - Hukuki realistlerin ve
bunların gündemlerine ilişkin iyi bir anlatıya ilişkin karşılaştırma için: Tamanaha, Law as a Means
to an End (Sonuca Varmak için Bir Araç Olarak Hukuk), s. 60-76. Karşılaştırma için: ayrıca Sum-
mers, Instrumentalism and American Legal Theory; Summers (editör), American Legal Theory.
16 Holmes, “The Path of the Law” (“Hukukun İstikameti”), s. 469. - Golding’e göre, Holmes’un The
Common Law (Anglo-Sakson Hukuku) adlı eserindeki ünlü “Hukukun yaşamı mantık değil; dene-
yim olagelmiştir”, açılış satırı, açık bir şekilde Langdell’i hedef almaktaydı. Golding, “Jurispruden-
ce and Legal Philosophy in the Twentieth-Century America - Major Themes and Developments” s.
442; Holmes, Langdell’i zamanın “yaşayan en büyük hukuk teoloğu” olarak bile tanımlamıştır.
Tamanaha, Law as a Means to an End, s. 64, not 24; 14 American Law Review’de (1880) Hol-
mes’un, Langdell’in Vaka Çalışma Kitabının İkinci Baskısına İlişkin Kitap İncelemesinden alıntı
yapmaktadır.