Page 60 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 60
HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ
ifadelerin neden olduğu psikolojik etkinin (en azından kural olarak) bi-
33
lincinde olmaz.
İkinci kalıba göre yapılan analizde de betimleyici anlam ile değer-
lendirici anlam arasındaki ayrımdan istifade edilir. Şu tanım şeması
esas alınır: ‘“Bu, iyidir’, ‘Bu; x, y, z […] niteliklerine veya bağıntılarına
sahiptir’ anlamına gelir. Bunun dışında ‘iyi’, konuşmacının onayını dışa
vurmasına izin veren ve dinleyicinin onayını alma eğiliminde olan övgü
34
dolu duyguya ilişkin bir anlama da sahiptir.”
Birinci şemada betimleyici anlam sabit kalırken, ikinci şemada bu
35
anlam neredeyse keyfi olarak farklılık gösterir. Bu da iknaya ilişkin
tanımı (persuasive definition) olanaklı kılar. İknaya ilişkin tanım, duy-
guya ilişkin anlamı muhafaza edip betimleyici anlamı belirleyerek veya
36
değiştirerek tutumları etkilemeyi sağlar. Sözgelimi, “demokrasi” ke-
limesi, olumlu bir duyguya ilişkin anlam taşır. Bu anlam, çok çeşitli
siyasi fikirlerle bağdaştırılabilir ve bu yolla insanları etkilemek için kul-
lanılabilir.
33 Stevenson’ın kendisi de daha sonraki süreçte ilk analitik modelinin yeterliliği
konusunda tereddütte düşmüştür. Daha sonraki görüşüne göre “X’i onaylıyo-
rum”, artık “X iyidir”in anlamının bir parçası değildir. “X iyidir”, sadece konuş-
macının olumlu tutumunu dışa vurma eğilimi gösterir (tends to express). (Ch. L.
Stevenson, Retrospective Comments, in: Facts and Values, S. 210 vd.). Bu ne-
denle “X iyidir” ifadesini analiz etmek için “X’i onaylayalım” ifadesinin “X’i
onaylıyorum, sen de onayla” ifadesinden çok daha elverişli olduğu kabul edil-
miştir (Ch. L. Stevenson, a.g.e., S. 214). Bu değişiklik burada incelenmeyecektir.
Stevenson’ın ilk görüşünün içeriksel ve tarihsel önemi, sadece o görüşleri ele
almayı haklı kılmaktadır. “Bu görüşler ilginçtir ve benim tartıştığım da yazarın
daha sonraki dönemdeki görüşleri değil, bu görüşlerdir.” (J. O. Urmson, a.g.e.,
S. 8). Buna ek olarak, teoride yapılan söz konusu değişiklik, bu çalışmayla en
çok ilgili olan kısmı, yani Stevenson’ın ahlaki argümantasyon teorisini önemli
ölçüde etkilememektedir.
34 Ch. L. Stevenson, Ethics and Language, S. 207.
35 Ch. L. Stevenson’a göre x, y ve z için ne kullanılabileceğinin “belirli sınırları”
vardır. Ancak Stevenson böylesi sınırların varlığını sadece tespit etmekle yetinir,
bu sınırların nelerden oluştuğunu söylemez (Bkz. Ch. L. Stevenson, a.g.e., S.
207).
36 Ch. L. Stevenson, Persuasive Definitions, in: Mind, 47 (1938), S. 336 vd.; Ch. L.
Stevenson, Ethics and Language, S. 210 vd.
58