Page 133 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 133
BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ
4. Normatif İfadelerin Meşruluğu
Hakikatin basit bir ifade-dünya bağıntısından oluşmadığı, normatif
ifadelerin hakikate uygun olmadığı tezine karşı önemli bir argümandır.
Normatif ifadelerin hakikate uygunluğunu olumlu bir şekilde gerekçe-
lendirmek için yine de daha fazlasına ihtiyaç vardır. Gerekçelendirilmiş
olan iddiaları gerekçelendirilmemiş olanlardan, geçerli olan argümanları
geçersiz olanlardan ya da olgusal ifadelerinden (G) normatif ifadelere
(N) haklı olan geçişleri haklı olmayanlardan ayırt etmenin mümkün ol-
duğunun bir uzlaşımsal teori çerçevesinde gösterilmesi zorunludur. Bu-
nun koşulu, bu ayrımların yapılmasına olanak tanıyan kuralların formüle
edilebilmesidir. Bu, Habermas’ın teorisi bağlamında analitik felsefenin
metaetik tartışmasının merkezinde yer alan aynı soruyu gündeme gelir.
Habermas’ın cevabı, söz edimleriyle bağlantılı olan geçerlilik iddia-
ları doktrini üzerine kuruludur. Habermas’a göre işleyen bir dil oyunu,
dört geçerlilik iddiasının karşılıklı olarak kabul edilmesini gerektirir.
“İfadenin anlaşılır olduğu, ifadenin önermesel bileşeninin hakiki olduğu,
ifadenin performatif bileşeninin doğru veya uygun olduğu ve konuşan
öznenin samimi olduğu iddia edilir.” 324 Anlaşılabilirlik iddiası her söz
edimiyle, hakikat iddiası ise iddialar gibi kurucu söz edimleriyle ileri sü-
rülür. Düzenleyici söz edimleri, doğruluk veya uygunluk iddiasına tabii-
dir. Habermas’a göre düzenleyici söz edimleri olarak emirler, öneriler ve
vaatler sayılabilir. Son olarak, samimiyet iddiası konuşmacının niyetle-
rini, tutumlarını vb. dile getiren söz edimleriyle ortaya konur. Habermas,
bu söz edimlerini “temsili söz edimleri” olarak adlandırır. 325
324 J. Habermas, Theorie und Praxis, S. 24 (italikler bana ait); ayrıca bkz. J. Haber-
mas, Wahrheitstheorien, S. 220 vd.
325 Habermas’ın söz edimleri sınıflandırması için bkz. J. Habermas, Vorbereitende
Bemerkungen zu einer Theorie der kommunikativen Kompetenz, S. 111 vd.; J.
Habermas, Wahrheitstheorien, S. 228. Bu sınıflandırmanın ortaya çıkardığı sayı-
sız soruna burada değinilmeyecektir. Yalnızca, Habermas’ın sınıflandırmasının
Austin’inkinden tamamen farklı olduğunu belirtmek gerekir (bkz. J. L. Austin,
How to do things with Words, S. 150 vd.).
131