Page 313 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 313

294                                              6. Hukukun Kaynakları Doktrini

                         Ancak hazırlık materyalleriyle çelişen yargı kararlarının örneklerini bulmak da müm-
                         kündür”.
                            Hellner, bir örnek olarak aşağıdaki davadan alıntı yapmıştır. NJA (1985, s. 659) da-
                         vasında, Yüksek Mahkeme üyelerinin çoğunluğu, arazi zilyetliğini mülkiyetle eş değer
                         şekilde  değerlendirmenin  gerekçesi  olarak  hazırlık  belgelerini  (yorumlanan  kanun  bu
                         sonucu açıkça desteklememesine rağmen) kullanmıştır. Azınlıkta kalan üyeler ise diğer
                         kanunların böyle bir sonuç amaçlandığı durumlarda her zaman açık hükümler içerdiğine
                         dikkat çekmiştir.
                            Yüksek Mahkeme, NJA (1981, s. 920) davasında istinaf mahkemesinin kanunun laf-
                         zı ile açıkça çelişen kararını oy birliğiyle onamıştır. Bunun nedeni, kanunun nihai met-
                         ninin, yasama organının kendisine önerilen metinde beceriksizce bir değişiklik yapması
                         sonucunda ortaya çıkmasıydı. Değişikliğin muhakeme konusu soruna yol açması amaç-
                         lanmamış olmasına rağmen sorunun kaynağı ortaya çıkan metindi. İstinaf mahkemesi-
                         nin bir üyesinin karara muhalif kaldığına ve literatürde, kanunun lafzının açık olması
                         nedeniyle, hükmün asıl amacı ile çelişecek şekilde yorumlanması gerektiği yönünde bir
                         görüş ifade edildiğine dikkat edilmesi gerekir (karşılaştırma için: Hellner 1988, 69).
                            Yüksek İdare Mahkemesi, RÅ 1974 Fi 850 sayılı kararda, kanunun lafzı yerine ha-
                         zırlık  belgelerini  dikkate  almıştır.  Hâkim  Reuterswärd,  lafzî  bir  yorumun  hem  tuhaf
                         hem de mantıksız olacağını iddia etmiştir.
                            Ancak Yüksek Mahkeme, bazı davalarda kanunun lafzıyla çelişen hazırlık belgeleri-
                         ni  dikkate  almamaya  karar  vermiştir;  karşılaştırma  için:  ör.  NJA  1978  s.  581.  NJA
                         (1972 s. 296) davasında, Yüksek Mahkeme, sorumlu bakan tarafından Tazminat Sorum-
                         luluğu Kanunu’nun hazırlık belgelerinde yapılan bir dizi açıklamadan ayrışan bir yakla-
                         şım benimsemiştir. Karşılaştırma için: NJA 1977 s. 273; 1976 s. 483 ve 1952 s. 195.
                            Bu bağlamda, bir NJA davasından (1976 s. 483) bahsetmek istiyorum. Gayrimenkul
                         Kanunu’nun  4.  kısmının  7.  maddesinde,  aşağıdaki  hüküm  bulunmaktadır:  “Ayrı  bir
                         malikin bir taşınmaz içerisinde bulunan arazinin belirli bir bölümünü iktisap ettiği bir
                         satın alma işlemi, yalnızca satın alma sözleşmesinin hazırlanmasından sonra en geç altı
                         ay içerisinde başvurusu yapılacak resmî bir işlemle, bu satın alma işlemi uyarınca (yeni)
                         bir taşınmazın oluşturulması hâlinde geçerlidir ve resmî işlem bu süre içerisinde tamam-
                         lanmaz ise satın alma işlemine göre işlem tesis edilecektir.” Eldeki davada, satıcı, yeni
                         taşınmazın oluşturulması için başvuru yapmış ve daha sonra ilgili arazinin satışını ger-
                         çekleştirmiştir. İşlem, satın alma tarihinden itibaren altı ay içerisinde tamamlanmamış-
                         tır. Alıcı, tapu siciline kayıt için başvurmuştur. Mahkeme sicil görevlisi, anılan kanunun
                         net olan hazırlık belgelerine dayanarak sözleşmenin geçersiz sayılacağı gerekçesiyle bu
                         başvuruyu reddetmiştir. Ancak Yüksek Mahkeme, hazırlık belgelerinin hatalı olduğunu
                         ifade etmiş ve davayı mahkeme kâtibine iade etmiştir. Hem kanunun lafzı hem de amacı
                         gerekçeyi  oluşturmuştur.  Dolayısıyla  amaç,  satın  alma  işleminin  geçerliliğine  ilişkin
                         belirsizliğin  süresiz  olarak  uzamasını  önlemekti.  Değerlendirilmekte  olan  davada  bu
                         amaca yönelik bir durum söz konusu değildi çünkü işlem biter bitmez hiçbir belirsizlik
                         kalmayacaktı.
                            Hazırlık  belgelerinin  önemi,  hukukun  farklı  bölümleri  arasında  değişiklik  göster-
                         mektedir. En büyük öneme sahip olduğu alan, vergi hukukudur. Özel hukuktaki rolü de
                         önemlidir. Hazırlık belgelerinin ceza yargılaması üzerindeki etkisi daha azdır. Bu, ka-
   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318