Page 124 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 124
6.1 Tanımlanan Bilimsel Pozitivizm 109
(c) bilimde teleolojik veya kasıtlı açıklamalar yerine nedensel açıklamayı benimseme
fikri.
Finlandiyalı bir sosyal bilimci olan Kyösti Raunio, beşerî ve sosyal bilimler için poziti-
6
vist bilim anlayışını aşağıdaki beş kuralla özet bir şekilde tanımlamıştır :
(a) yalnızca anlık duyu deneyiminin, realitenin bilimsel olarak temellendirilmiş bilgisi
için güvenilir bir zemin sunabileceği anlamına gelen görüngücülük kuralı;
(b) soyut bilimsel kavramların duyu deneyiminden türetilmesi ve buna karşılık kuram-
sal terimlerin ampirik gözlemlerin diline çevrilebilmesi gerektiği anlamına gelen
nominalizm kuralı;
(c) bir yandan “Olan (Sein) dünyasını” oluşturan olguları “Olması Gereken (Sollen)
dünyasını” oluşturan değer ve normlardan ayırırken, diğer yandan da ilgili ko-
nuşmacının yalnızca duygu ifadeleri veya iradesinden başka bir şey ifade etme-
diklerinden, bilimsel bilginin statüsünü herhangi bir değer beyanına ve normatif
iddiaya vermemek anlamına gelen, değerlere ve normlara karşı bilişsel olmayan
bir duruş.
(d) doğa bilimlerinin metodolojisinin beşerî ve sosyal bilimler alanında da uygulanaca-
ğı anlamına gelen metodolojik naturalizm veya metodolojik naturalist monizm kura-
lı ve
(e) bilimin amacının, realitenin genel yasalarını veya genel yasa benzeri iddialardan
oluşan ifadeleri belirtmek olduğu anlamına gelen nomotetik kural.
Bununla birlikte, çoğu zaman pozitivizm terimi, bilim felsefesinde bile, yalnızca bazı
nesnel ölçütlere atıfta bulunarak gözlemlenebilecek olgularla ilgilenen herhangi bir
araştırmaya atıfta bulunarak, realitenin doğasına ilişkin bazı değer yüklü hususlara yö-
nelik herhangi bir taahhütte bulunmaksızın, daha esnek bir şekilde benimsenmektedir.
Michel Foucault’nun (1926-1984) beşerî bilimler için bilginin arkeolojisi gündeminde
açıkladığı üzere, “neşeli bir pozitivist” kendi normatif, eleştirel tüm değerlendirmele-
7
rinden kaçınarak, araştırmanın konusunu olabildiğince nesnel olarak tanımlamaktan
bütünüyle memnundur. Böyle bir bilimsel metodoloji, meşru tarihsel araştırma fikri,
bazı tarihsel durumlarda “gerçekte nasıl vuku bulmuş olduğunu” (wie es eigentlich
6 Raunio, Positivismi ja ihmistiede (Pozitivizm ve İnsan Bilimi), s. 112-115.
7 “Analyser une formation discursive, c’est donc traiter un ensemble de performance verbales, au
niveau des énoncés et de la forme de positivité qui les caractérise; ou plus brièvement, c’est
définir le type de positivité d’un discours. Si, en substituant l’analyse de la rareté à la recherche
des totalités, la description des rapports d’extériorité au thème du fondement transcendantal,
l’analyse des cumuls à la quête de l’origine, on est un positiviste, eh bien je suis unpositiviste
heureux, j’en tombe facilement d’accord.” [Söylemsel bir oluşumu çözümlemek, o halde, ifade-
lerin ve bu ifadeleri belirginleştiren pozitiflik biçiminin düzeyinde, bir sözsel edimler bütününü
incelemektir veya çok daha özetle, bir söylemin pozitiflik tipini tanımlamaktır. Seyreklik hak-
kındaki çözümlemeyi tamlıkların araştırılması yerine, dışardalık ilişkileri hakkındaki betimle-
meyi aşkınsal temelin temasının yerine, yığılmalarla ilgili çözümlemeyi kaynağın araştırılması-
nın yerine geçirmek suretiyle, eğer bir pozitivist olunuyorsa, o zaman ben iyi bir pozitivistim,
kolayca onunla uyuşuyorum. Foucault, L’Archéologie du savoir (Bilginin Arkeolojisi), s. 164-
165, [Türkçe çevirisi, çev. Veli Urhan, Birey Yay. (1999), s. 163]. (İtalik vurgu sonradan eklen-
miştir.)