Page 30 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 30

YARGISAL GEREKÇELENDİRME TEORİSİ

                                                   9
                        anlaşıldığı  farklı  meselelerdir :  Geleneksel  tümdengelim  modeline  göre,
                        “yorum” yalnızca “zaten anlamlandırılmış olan bir şeyin yeniden anlamlan-
                        dırılması”  olarak  anlaşıldığı  ölçüde  gerekçe,  iddia  edilen  “ön  anlamlandır-
                        manın” zaten gerçekleşmiş olduğunu kanıtlamaya hizmet eder. Öte yandan,
                        (özellikle yapısalcı hukuk öğretisi doğrultusunda) somut olaya ilişkin karar-
                                                             10
                        da “hukukun ikinci düzeyde yaratılması”  şeklinde hukukun somutlaştırıl-
                        masına rastlanırsa, bu meşruiyet aktarımı – muhtemelen ilk bakışta şaşırtıcı
                        olarak − daha da önemli hale gelir: Anayasa tarafından öngörülen hukukun
                        yaratılmasındaki etkileşim nedeniyle (bkz. md. 78 ve 92 GG), yazılı bir hu-
                        kuk  sisteminde,  norm  metni  elde  edilecek  karar  normu  (Entsc-
                                                             11
                                     *
                        heidungsnorm)  için ehemmiyet arz eder.  Burada anayasal (bkz. md. 97 I
                                                          12
                        GG) bir gereklilik olan kanuna bağlılık  daha doğrusu yargısal karar verme
                        yetkisinin anayasallaştırılması ve kontrolü ancak karar mercinin kendi hu-
                        kuk  yaratımını ve karar normunun norm metnine isnat edilebilirliğini  lege
                        artis  (mesleğin  gerektirdiği  şekilde)  anlaşılabilir  olarak  açıklaması  halinde
                        gerçekleşebilir.

                            Bu meşruiyet aktarımını, haklılığı ortaya koyan bir metin olarak
                                                     13
                        karar gerekçesi sağlamaktadır.  Ancak, kararın meşruiyeti için örne-



                        9    Ayrıca bkz. Müller/Christensen/Sokolowski, Rechtstext und Textarbeit, 1997, s.
                            121  vd.  Karar  verme  yerine  karar  gerekçelendirme  modeli  için  durum  böyle
                            değildir. Bkz. Brink, Über die richterliche Entscheidungsbegründung, 1999, s.
                            212 vd. 227 vd.; ancak mantık ve değerleme arasındaki antinomiyi aşırı vurgu-
                            lamaktadır,  nihayetinde  anlaşılabilir  hale  getirilemeyen  bir  değerleme  sadece
                            kararcılıktır.
                        10    Ayrıca bkz. Christensen, Was heißt Gesetzesbindung?, 1989, s. 290.
                        *    Çevirmen notu: Karar neticesinde ortaya çıkan norm.
                        11    Bkz. Friedrich Müller, Juristische Methodik, 1997, s. 220, bu nedenle “açıkça
                            bir  normun  lafzından  sapan”  kararların  (metodolojik  nedenlerle  değil,  hukuk
                            devletine has normatif nedenlerle) kabul edilemezliğine de gelir.
                        12    Bu konuda yapısal hukuk doktrini perspektifine ilişkin bkz: Christensen, Was
                            heißt Gesetzesbindung?, 1989.
                        13    Müller/Christensen/Sokolowski,  Rechtstext  und  Textarbeit,  1997,  s.  117,  121
                            vd. ve Brink, Über die richterliche Entscheidungsbegründung, 1999, gerekçe-

                        28
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35