Page 297 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 297
HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ
yapılabilir. S1’nin yardımıyla, halihazırda tanınan ve herhangi bir şe-
kilde terk edilmeyecek olan normatif bir önerme N1 türünde olan başka
öncüller sınıfıyla birlikte, N2’ye uygun bir şekilde S2’nin yardımıyla
gerekçelendirilebilir. Hem N1 hem de N2 kendi başlarına söylemsel ola-
rak mümkündür. 130 Tartışmaya katılanlar N1’i seçebilirler. Ancak, zaten
kabul edilmiş dogmatik bir önerme olan S3’ün N3’e götürdüğü ve N3’ün
N2 ile bağdaşırken N1 ile çeliştiği ortaya konabilir. Buradaki “bağdaş-
mazlık”, tartışmacıların görüşüne göre bir durumda N1’in, diğer du-
rumda ise N3’ün yargı olarak beyan edilmesinin genel pratik nedenlerle
haklı gösterilemeyeceği anlamına gelir. Bu durumda söylemdeki katı-
lımcılar S3’ü muhafaza etmek istiyorlarsa, her ne kadar N1 kendi başına
N2’den daha fazla onaylanmış olsa da N1’i ve dolayısıyla dogmatik
önerme S1’i terk etmek zorunda kalırlar. Bu, genel pratik değerlendirme
temelinin dogmatikçilerce nasıl kuvvetlendirildiğini açık hale getirir.
Bir olayın çözümü, pek çok başka olay çözümüyle karşılaştırılabilir.
Bu yüzden dogmatikçiler “tutarlılık sınaması” gibi bir şeyi iki şe-
kilde yapabilirler. Dar anlamda sistematik sınamada, dogmatik önerme-
ler ile hukuk normlarının mantıksal olarak birbiriyle uyumlu olup ol-
madığı; geniş anlamda sistematik sınamada ise dogmatik önermeler ve
hukuk normları yardımıyla gerekçelendirilecek olan yargıların genel
131
pratik bakış açısına göre birbiriyle uyumlu olup olmadığı sorgulanır.
Dogmatik bir önermenin dar anlamda sistematik sınamadan geç-
mesi, kabul edilebilirliğinin yalnızca zorunlu bir koşulu olsa da yeterli
olan tek koşulu değildir. Bunun için gerekli olan, geniş anlamda siste-
matik sınamada ortaya konan şey, onun yardımıyla gerekçelendirilecek
130 Bu kavram hakkında bkz. yukarıda S. 235.
131 Şunu yazarken Esser’in aklında iki tür tutarlılık sınaması varmış gibi görünüyor:
“Belirli bir düşünce dünyasına uymaya çözüm getirme baskısıyla, ciddiye alın-
dığı takdirde bir çözümün söz konusu sistemin uzak kaderi üzerindeki etkilerini
ortaya çıkaran ve kişiyi ya alternatifler oluşturmaya ya da sistemde ortaya çıkan
tüm sonuçlarla başa çıkmaya zorlayan bir rasyonellik testi yapılır” (J. Esser,
Möglichkeiten und Grenzen des dogmatischen Denkens im modernen Zivilrecht,
AcP 172 (1972), S. 104; ayrıca bkz. J. Esser, Vorverständnis und Methodenwahl
in der Rechtsfindung, S. 92, S. 99).
295