Page 103 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 103

BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ

                        doğru kullanım kriterleri, belirli bir yaşamsal bağlama oturtulmuş ola-
                        rak yerine getirmesi gereken işlevlerine bağlıdır. 209  Örneğin bu kriter;
                        betimlemelerde doğruluğun iletişim teorisi 210  iken, kafiyelerde kelime-
                                                     211
                        lerin belirli bir ilk harfi olabilir.  Ahlak dilinin doğru kullanımının kri-
                        terlerinin ne olduğu ise, ahlak dilinin bir parçası olduğu yaşamsal bağ-
                        lamda oynadığı işlevin incelenmesi ile bulunabilir. 212

                            Bu tür kriterleri bulmak için Toulmin, bilimsel açıklamaların işle-
                        vini etik önermelerin işlevi ile karşılaştırır. Suyun içinde bulunan bir
                        çubuk kırılmış gibi görünür. Bu, oldukça şaşırtıcıdır. Toulmin’e göre
                        bilimsel açıklamanın görevi 213 , bu şaşkınlığı beklenen bir şey haline ge-
                                 214
                        tirmektir.  Bu, öngörüye dayanan güvenilirlik (predictive reliability),
                        komşu teorilerle uyumluluk (coherence) ve uygunluk (convenience)
                        kriterlerine göre mevcut tüm deneyimlerin birbirine bağlanmasıyla elde
                             215
                        edilir.  Bu şekilde “Çubuk kırık görünüyor” önermesinden deneyimi-
                        mizin doğrudan bir açıklaması veya bir ifadesi olan, tamamen bilimsel
                        “Bu çubuk aslında kırık değil, öyle görünmesi bir optik illüzyondur” 216
                        yargısına ulaşılır.

                            Duyguların, düşünülmemiş olan doğrudan açıklamaları ve ifadeleri
                        ile tamamen gelişmiş ahlaki yargılar arasındaki bu farkın etikte de bu-
                        lunması pekâlâ önemlidir. Bu türden tamamen gelişmiş olan ahlaki yar-
                                                                                         217
                        gılar, ulaşılabilir olan tüm deneyimlerin işlenmesinin bir ürünüdür.


                        209   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 84.
                        210   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 72 vd.
                        211   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 81 vd.
                        212   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 84, S. 223.
                        213  “Ödev”, “işlev” ve “amaç” ifadeleri burada Toulmin’de olduğu gibi günlük ko-
                            nuşma dilindeki anlamlarıyla kullanılmıştır. Bu ifadelerden birini içeren önerme-
                            ler, diğerlerini içeren önermelere dönüştürülebilir.
                        214   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 88.
                        215   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 95.
                        216   St. E. Toulmin, S. 122 vd.
                        217   St. E. Toulmin, a.g.e., S. 124 vd. Deneyimin ve duygunun doğrudan açıklamaları
                            ile yargılar arasındaki ayrıma çok benzeyen başka bir ayrım için bkz. K. Baier,
                            The Moral Point of View, Ithaca / London  1958, S. 48 vd.

                                                                                        101
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108