Page 135 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 135
116 3. Hukuki Muhakemenin Rasyonelliği
konumunu ima eder (e), ancak yıldız, tam olarak olması gereken yerde değildir (e dışı). Bu
durumda ne yapılmalıdır? (1) e’nin T ve A’dan çıkarılamadığını göstererek türetmeye itiraz
edebilir; (2) e dışı durumu gösterdiği iddia edilen gözlemin güvenilmez olduğu gösterilebilir
(“teleskop hatalı”). (3) Yardımcı hipotez A reddedilebilir. (4) Kuram T reddedilebilir. Nasıl
bir seçim yapılmalıdır? (karşılaştırma için: Koertge 1978, 255).
Bu sorunu çözmek için Popper (1959, 83) bazı metodolojik kurallar formüle etmiştir.
En önemlisi, kuramı kurtarmak için ortaya atılan, ancak başka hiçbir şeyi açıklamayan
duruma özgü yardımcı hipotezlerin yasaklanması kuralıdır. Dolayısıyla duruma özgü
hipotez, Popper tarafından kuramın yanlışlanabilirliğinin bir derecesi olarak yorumla-
nan kuramın bilgi içeriğini artırmaz. Yine de bazı bilim kuramcıları, kabul edilebilir
duruma özgü hipotezlerin örneklerini vermektedirler (karşılaştırma için: Agassi ile ilgili
olarak Nordin 1980, 113 ve devamı).
Bazı bilim felsefecileri, metodolojik kurallar listesini zenginleştirmeye çalışırlar. Bu-
radan hareketle, Knut Erik Tranöy (1976, 131 ve devamı ile 1980, 191 ve devamı) yal-
nızca metodolojik bir karaktere sahip olmayan, aynı zamanda her biri kendini gerçekleş-
tirme, kamu refahı, değer tarafsızlığı, test edilebilirlik, özneler arası denetlenebilirlik,
dürüstlük, samimiyet, kesinlik, eksiksizlik, basitlik, düzen, tutarlılık, sistem ve akade-
mik özgürlük gibi farklı değerler etrafında yoğunlaşan, farklı gelenekleri ifade eden
“sorgulama normları”nı ele almıştır.
Thomas Kuhn’a göre (1970, 23 ve devamı), bilimsel kuramlar, paradigma olarak ad-
landırılan daha geniş bir bütünün parçaları olarak değerlendirilmelidir. Her paradigma,
diğerlerinin yanı sıra, (1) bilim insanları tarafından sonraki araştırmalarda (ör. Eins-
tein’ın araştırması) taklit edilen somut bilimsel başarıların bazı örneklerini, (2) bilim
insanları tarafından paylaşılan bazı değer yargılarını, normları ve temel düşünceleri (ör.
fiziksel deneylerin doğruluk ölçütleri) ve (3) “kütle”, “enerji” vb. bilimsel terimlerin
anlamı ile ilgili sembolik genellemeleri içerir. Ayrıca bkz. Popper 1959, 13: “bir bilim-
sel doktrinler yapısı hâlihazırda mevcuttur; ... Bu nedenle (bir bilim insanı), yaptığı
katkıya bilimsel bilgi çerçevesi içerisinde bir yer bulma işini başkalarına bırakabilir.”
(karşılaştırma için: Popper 1970, 51 ve devamı).
Bir bilim insanının paradigma içerisinde bir sorunu çözememesi, bu paradigmanın
tamamını veya paradigma için esas olan kuramları yanlışlamaz, ancak bilim insanının
bilimsel becerisini “yanlışlar”.
Paradigmalar karşılaştırılamazlar. Bir paradigmadan sonrakine geçerken kelimeler
anlamlarını veya uygulama koşullarını değiştirirler. Daha sonra her bir paradigma, ken-
disi için belirlediği ölçütleri karşılar ve rakibi tarafından belirlenen ölçütlerden bazıları-
nın gerisinde kalır (Kuhn 1970, 109-110). Eski paradigma, rasyonel bir tartışma yoluyla
değil, eski paradigmanın savunucuları yok olduğu için yerini yenisine bırakır. Paradig-
maların seçimi, değerlerin tartılmasına ve dengelenmesine bağlıdır; “farklı bireyler
tarafından farklı değerlere verilen göreli ağırlık, bireysel seçimde belirleyici bir rol
oynayabilir” (Kuhn 1970, 262; karşılaştırma için: Sintonen 1986, 364 ve devamı).
Kuhn daha sonraki çalışmalarında “disiplin matrisi” kavramını da sunmuştur (karşı-
laştırma için: Kuhn 1979, 293 ve devamı). Her matris bir bilimsel disiplini tanımlar.
Aynı matris içerisinde bir paradigma, diğerinin yerini alabilir. Normal bilim, kendi
paradigmasına bağımlıdır. Bir paradigma kayması, yalnızca bilimsel bir devrim sırasın-